Kurumsal Sorumluluğa Teşvik: Etik Bildirim Hattının Rolü
Sosyal psikolojinin önde gelen isimlerinden biri olarak kabul edilen Solomon Asch'in ortaya koymuş olduğu “bireylerin sosyal uyum adına sessiz kalması” tezi 1950’lerden bu yana ilgi çekmektedir. Son yıllarda ise, kurumsal hesap verebilirliğin ve sorumluluğun öneminin artmasıyla birlikte, ulusal ve uluslararası düzeyde bireylerin suistimal karşısında sessiz kalması konusu dikkat çeken bir konu haline gelmiştir. Avrupa Birliği İhbar Rehberi’nin (EU Whistleblower Directory) yayınlanması ve Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın yürürlüğe girmesi gibi girişimler, kurumlar içinde daha fazla şeffaflık ve etik uygulamalara eğilim olduğunu göstermekte, böylece etik bir bildirim hattının varlığının kurumsal sorumluluğu teşvik etmekteki önemi de artmaktadır.
17 Aralık 2021'de oluşturulan Avrupa Birliği İhbar Rehberi, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin desteklenmesinde bir mihenk taşıdır. Bu rehber, Avrupa Birliği kurumları ve organları içindeki usulsüzlüklerin raporlanması için özel bir alan sağlayarak, bildirimde bulunanın gizliliğini ve korunmasını sağlayıp kişilerin yolsuzluk, sahtekarlık ve insan hakları ihlalleri gibi olayları bildirmelerini teşvik etmektedir. Bu durum, sadece bildirimde bulunan kişiyi korumakla kalmaz, aynı zamanda kuruluşları da eylemlerinden sorumlu tutar.
1 Ocak 2023’ten bu yana yürürlükte olan Alman Tedarik Zinciri Yasası ise, kurumsal sorumluluğa artan ilginin bir başka örneğidir. Bu yasa, şirketlerin tedarik zincirlerinde durum tespiti yaparak insan hakları ve çevre standartlarına uygunluğunu sağlamak, diğer yandan da risk değerlendirmelerini zorunlu kılarak, belirlenen riskleri ele alacak önlemleri uygulayarak ve ilerlemeyi raporlayarak şirketleri tedarik zincirlerindeki genel etik ve sürdürülebilir uygulamalardan sorumlu tutmaktadır.
Sosyal psikolog Solomon Asch’in "sosyal uyum" üzerine yapmış olduğu araştırmada bireylerin, genellikle grubun normlarına uymak için konuşmaktan veya doğru bildiklerini yapmaktan kaçındığını gözlemlemiştir. Bu durum, iş yerinde çalışanların, taciz, rüşvet veya yasal ihlaller gibi etik olmayan davranışlara tanık olmalarına rağmen sessiz kalmalarını "çevreye uyum sağlama" olarak açıklamaktadır. Bu tür durumların önüne geçmek için Avrupa Birliği İhbar Rehberi ve Alman Tedarik Zinciri Yasası gibi, bireylerin bulundukları kurumda bir suistimal karşısında sessiz kalmalarını önleyebilmek amacıyla çeşitli kurallar hayata geçirilmiştir.
Bu tür kuralların kurum içinde uygulanabilmesinin en etkili yöntemlerinden biri, etik bildirim hattının varlığıdır. Etik bildirim hattı, suistimallerin raporlanması için hayati bir kanal olmanın yanı sıra, çalışanlara misilleme korkusu olmadan endişelerini dile getirebilecek gizli ve güvenli bir araç haline gelmektedir. Bildirimi yapan kişinin korunması, şeffaflık ve dürüstlük kültürlerinin geliştirilmesi için bir mekanizma sağlayarak oldukça önemli bir rol oynamaktadır.